Anıtkabir Hakkında Bilgiler
Türk milletine gömüleceği yer konusunda bir vasiyette bulunmayan Atatürk‘ün yıllar önce bir gezi sırasında Rasattepe’yi gezerken ağzından “Bu tepe ne güzel bir anıt yeri…” sözlerinin döküldüğü söylenir. Bugünkü adı Anıttepe olan ve Ankara‘nın her yerinden görülebilen Rasattepe, Ulu Önder Atatürk’ün ebedi istirahat noktası olarak seçilir.
Bütün Türklerin sevgisinin, saygısının bütünleştiği bir simge olan Anıtkabir, ülkemizi ziyaret eden yabancı devlet adamları başta olmak üzere, Ankara’ya gelen turistlerin de ilk durak noktasıdır. Ziyaretçiler Ulu Önderin anıt mezarına ormanlık bir alanın içinden çiçeklerle bezeli bir yoldan geçerek girerler. 262 metre uzunluğundaki traverten döşeli Aslanlı Yol, ziyaretçileri Ata’nın yüce katına hazırlar. Aslanlı yoldaki 24 arslan heykeli “24 Oğuz boyunu“, aslanların çift olması “birlik ve bütünlüğü“, kedi gibi yatar pozisyonda olmaları ise “barışseverliği” temsil eder. Aslanlı yolun taşları, Ata’nın huzuruna çıkanların “başının öne eğik” olması için 5 santimlik çim boşluğu bırakılarak döşenmiştir.
Atatürk Dolmabahçe Sarayı’nda ölümünden sonra geçici istirahatgahı olan Etnografya Müzesi’ne getirildi. Anıtkabir hazırlanana kadar burada yattı.
ANITKABİR’İN YAPIMININ KISA TARİHÇESİ
Atatürk’ün 10 Kasım 1938′de ebediyete intikal etmesinden sonra, dönemin hükümeti tarafından oluşturulan bir komisyon, Anıtkabir’in yerinin seçilmesi için görevlendirilmişti. Bu komisyon çalışmaları sonunda, oy çokluğu ile 906 rakımlı Rasattepe’de Anıtkabir’in yapılmasına karar verilmişti. Aynı komisyon tarafından 1 Mart 1941 tarihinde uluslararası bir yarışma açılmış, bu yarışmaya Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya’dan toplam 47 proje katılmıştı. Bu projelerden 3 tanesi komisyon tarafından ödüle layık görülmüştü. Proje yarışma şartları gereğince birinciyi seçme hakkı hükümete verilmişti. Milli konuyu daha başarılı ifade etmesi ve projenin araziye uygunluğu sebebiyle, Türk mimarlar Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda’nın projesinin Anıtmezar olarak yapılmasına karar verilmişti. 9 Ekim 1944 tarihinde Anıtkabir’in yapımına başlanmıştır. İnşaat 4 aşamalı olarak 9 yıllık bir sürede, 1953 yılında tamamlanmıştır. 10 Kasım 1953 tarihinde ise Atatürk’ün naaşı, 1938 yılından beri, 15 yıl süreyle muhafaza edildiği geçici kabri olan Etnografya Müzesi’nden alınarak, büyük bir törenle ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’e defnedilmiştir. Anıtkabir, 750 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu olup, bu alanın yaklaşık 120 bin metrekarelik kısmı Anıt Bloğu, geri kalan kısmı ise Barış Parkı’dır.
KADIN HEYKEL GRUBU
İstiklal Kule’sinin önünde, ulusal kıyafetler giymiş üç kadından oluşan bir heykel grubu vardır. Bu kadınlardan kenarlardaki ikisi yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır. Başak demetlerinin meydana getirdiği çelenk bereketli yurdumuzu temsil etmektedir. Soldaki kadın, ileri uzattığı elindeki kapla Atatürk’e Tanrı’dan rahmet dilemekte, ortadaki kadın eliyle yüzünü kapamış ağlamaktadır. Bu üçlü grup, Türk kadınlarının Atatürk’ün ölümünün derin acısı içinde bile gururlu, ağırbaşlı ve azimli oluşunu dile getirmektedir. Heykel grubu, Hüseyin Özkan’ın eseridir.
ERKEK HEYKEL GRUBU
Hürriyet Kulesi’nin önünde üç erkekten oluşan heykel grubu vardır. Sağdaki erkek başında miğferi ve kalın kaputu ile Türk askerini, onun yanındaki elinde kitabi ile Türk gençliğini ve aydın insanını, biraz gerisindeki ise yerel kıyafeti ile Türk köylüsünü temsil etmektedir. Heykellerin yüzündeki derin acı ile Türk milletinin kendine özgü ağırbaşlılığı ve yüksek irade gücü dile getirilmiştir. Heykel grubu Hüseyin Özkan’ın eseridir.
ASLANLI YOL
Ziyaretçileri Atatürk’ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 m. uzunluğundaki yolun iki yanında oturmuş pozisyonda 24 aslan heykeli bulunmaktadır. Atatürk’ün Türk ve Anadolu tarihine verdiği önem sebebiyle, Anadolu’da uygarlık kuran Hititlerin sanat üslubu ile yapılan aslan heykelleri kuvvet ve sükuneti temsil etmektedir. Heykel¬ler Hüseyin Özkan’ın eseridir. Aslanlı Yol’un iki yanı çiçekler ve ardıç ağaçlarıyla süslüdür. Yol traverten taşlar ile döşelidir. Yolun sonunda Türk bayrağının ve daha ileride Çankaya’nın görünmesi Atatürk’ün yüce katına gidiş bakımından çok anlamlıdır.
TÖREN MEYDANI
Aslanlı yolun sonunda yer alan tören meydanı, 129×84,25m. boyutlarındadır. 15.000 kişi kapasiteli bu alanın zemini; siyah, kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlardan oluşan 373 adet halı ve kilim deseniyle bezenmiştir.
BAYRAK DİREĞİ
Anıtkabir’in Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, tek parçalı yüksek bir direk üzerinde Türk bayrağı dalgalanmaktadır. Amerika’da özel olarak yaptırılan 33 metre 53 santim yüksekliğindeki ve 4 bin 850 kilogram ağırlığındaki bu direk, 1953′te Avrupa’daki tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseğiydi. Direğin 4 metresi kaidenin altında kalmaktadır. Amerika’da yaşayan Türk asıllı Amerika vatandaşı Nazmi Cemal tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında imal edilerek 1946 yılında Anıtkabir’e hediye edilmiştir.
MOZOLE
Anıtkabir’in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında “hitabet kürsüsü” yer almaktadır. Mermer kürsünün tören meydanı cephesi dairesel geometrik motiflerle süslü olup, ortasında Atatürk’ün “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözü yazılıdır. Kürsü Kenan Yontuç’un eseridir. Mozole 72x52x17 m. boyutlarında uzunca dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş olup, ön ve arka sekiz, yan cepheler ise 14.40 m. yük¬sekliğinde ondört kolonatla çevrelenmiştir. Mozole cephesinde, solda Atatürk’ün Türk gençliğine hitabı, sağda ise Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yıldönümünde söylediği nutku yer almaktadır. Harfler taş kabartma üzerine altın yaldızlarla yazılmıştır.
ŞEREF HOLÜ
Şeref holüne bronz kapılardan girilir. Girişte sağda Atatürk’ün 29 Ekim 1938 tarihli Türk ordusuna son mesajı, solda ise 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Atatürk’ün ölümü üzerine yayınladığı 21 Kasım 1938 tarihli Türk milletine taziye mesajı yer almaktadır. Bu iki yazıt Atatürk’ün doğumunun 100. yılı olan 1981′de yazılmıştır.
Girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde, Atatürk’ün sembolik lahdi bulunmaktadır. Lahit taşı tek parça kırmızı mermer olup 40 ton ağırlığındadır. Lahit taşının yer aldığı bölüm ise beyaz Afyon mermeri ile kaplıdır. Şeref holünün zemini Adana ve Hatay’dan, yan duvarları ise Afyon ve Bilecik’ten getirilen kırmızı, siyah, yeşil ve kaplan postu mermerlerle kaplanmıştır. Şeref holünün 27 kirişten oluşan tavanı ile yan galeri tavanları mozaik ile süslenmiştir. Şeref holünün yüksekliği 17 m. olup, yan duvarlarında altışardan 12 adet bronz meşale bulunmaktadır. Mozole yapısının üstü, düz kurşun çatı ile örtülüdür.
MEZAR ODASI
Atatürk’ün aziz naaşı, mozolenin zemin katında doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda bulunmaktadır. Mozolenin birinci katı olan şeref holündeki sembolik lahit taşının tam altında bulunan mezar odası Selçuklu ve Osmanlı mimari stilinde sekizgen planlı olup, piramidal külahlı, tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslenmiştir. Zemin ve duvarlar siyah, beyaz, kırmızı mermerlerle kaplanmıştır. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sanduka yer almaktadır. Mermer sandukanın çevresinde bütün illerden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar bulunmaktadır.
İSMET İNÖNÜ LAHDİ
25 Aralık 1973 yılında vefat eden ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Batı revakında sembolik lahdi, alt katta ise gerçek mezar odası bulunmaktadır. İsmet İnönü Anıtkabir’e Bakanlar Kurulu Kararı ile 28 Aralık 1973′te defnedilmiştir.
SİNEVİZYON SALONU
60 kişilik kapasiteye sahip salonda Anıtkabir, Atatürk, Milli Mücadele konulu belgesel filmler gösterilmektedir. Salon Mehmetçik Kulesi’nde yer almaktadır.
ANITKABİR KİTAPLIĞI
Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Komutanlığı Karargahı içinde Anıtkabir Kitaplığı bulunmaktadır. Atatürk, Milli Mücadele ve İnkılaplar konulu Türkçe ve yabancı dillerde kitapların bulunduğu bir ihtisas kitaplığı olarak araştırmacı ve okuyucuya hafta içi 09.00¬12.30 / 13.30-17.00 saatleri arasında hizmet vermektedir.
ATATÜRK VE KURTULUŞ SAVAŞI MÜZESİ
Tören alanında anıt bloğuna doğru bakıldığında, sağda yer alan Misak-ı Milli Kulesi’nin kapısından girilen müze, 4 ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Atatürk’ün özel eşyaları sergilenmekte, ikinci bölümde panorama ve yağlıboya tablolarla Çanakkale Muharebeleri ile Kurtuluş Savaşı, üçüncü bölümde ayrı ayrı galerilerde milli mücadele ve devrimler anlatılmaktadır. Dördüncü bölümde ise Atatürk’ün özel kitaplığında yer alan kitaplar sergilenmektedir.
Misak-ı Milli ve İnkılap Kuleleri arasındaki ilk bölümde bulunan ve Atatürk’ün özel eşyalarının sergilendiği Atatürk Müzesi, 26 Ağustos 2002 tarihinde modern sergileme teknikleriyle yeniden düzenlenerek ve diğer bölümlerle birleştirilerek, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi adını almıştır. İlk olarak 21 Haziran 1960 tarihinde açılan bu bölümde Atatürk’ün kullandığı eşyalar ile kendisine yabancı devlet adamları tarafından hediye edilen eşyalar sergilen-mektedir. Müzede Atatürk’ün manevi evlatlarından Afet İnan, Rukiye Ergin, Sabiha Gökçen’in müzeye hediye ettikleri Atatürk’e ait eşyalar bulunmaktadır.
Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nin ikinci bölümünde ilk önce Çanakkale Savaşı, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruzu konu alan üç panorama dikkati çekmektedir. Bu panoramalar, önlerinde düzenlenen başka bir alanla üç boyutlu bir etkiye büründürülmüştür. Bu üç boyutlu alandaki düzenlemelerde kullanılan savaş objeleri ve maketlerle, muharebelerin geçtiği yerler ve dönem, yaşananların aslına uygun olarak yeniden canlandırılmıştır. Türkiye’de ilk kez uygulanan bu teknikle, ziyaretçilere Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda yaşanan güçlükler hissettirilmeye çalışılmaktadır. Bu bölümde ayrıca, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Kurtuluş Savaşı’na katılan komutanların portreleri ile kurtuluş mücadelesinden çeşitli anların resmedildiği büyük boyutlu tablolar sergilenmektedir. Müzenin üçüncü bölümü, panorama bölümünü çevreleyen koridordaki 18 galeride yer alan tematik sergi alanlarından oluşmaktadır. 1919-1938 yılları arasında Atatürk dönemine ilişkin olayların anlatıldığı tonozlu galeriler Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’ne farklı bir atmosfer kazandırmaktadır. Mozolenin bulunduğu Şeref Salonu’nu ayakta tutan sütunlu salon ile Anıtkabir’in temel duvarları arasında kalan koridorda yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlarından ebediyete intikal edenlerin defnedilmesi amacıyla inşa edilen ancak daha sonra vazgeçilen galerideki vitrin düzenlemelerinde Kurtuluş Savaşı ve Atatürk devrimlerine ilişkin 3 bin kadar fotoğraf ile bunların Türkçe ve İngilizce açıklamalarına yer verilmektedir.
Değerli sanatçılar tarafından hazırlanmış rölyefler tonozlu galerilerin görselliğini güçlendirmektedir. Ayrıca, tonozlu galerilerin bulunduğu koridor boyunca Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında büyük hizmetleri görülen asker-sivil 20 kahramanın büstü ve kısa özgeçmişleri de yer almaktadır. Müzenin dördüncü bölümü, Cumhuriyet ve Müdafaa-i Hukuk Kuleleri arasında yer alan Atatürk Özel Kitaplığı’dır. Bu bölümde Atatürk’ün kendi kütüphanesinde bulunan kitaplarından Anıtkabir koleksiyonunda yer alan 3 bin 123 adet kitap, konularına göre tasnif edilerek sergilenmektedir. Aynı zamanda burada Atatürk’ün düşünce adamı yönünün vurgulandığı Atatürk ve Kitap konulu dokunmatik ekranlı bilgisayarlar yer almaktadır.
kaynak: kültürelbellek
Teşekkürler
Teşekkürler