Bilgisayarın Unutturdukları
Bilgisayar bir çok yeniliği yanında getirese de bir çok alışkanlığı da götürüyor. Bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma bakımından yeni bir çağ açmış olsa da sosyal açıdan kişileri birbirinden koparıyor.
Örneğin çocuklar eskiden yağ satarım bal satarım, körebe veya el el üstünde kimin eli var gibi oyunlar oynarken şimdi ise araba yarışları, rol yapma oyunları ve barbie oyunları gibi oyunlar oynuyorlar.
Bilgisayarın unutturduğu oyunların başlıcaları ise şunlar:
Körebe: En az 3 kişi ile oynanır. Önce, yazı tura atarak bir ebe belirlenir. Ebenin gözü bezle bağlanır. Oyuncular, ebeyi ortalarına alacak biçimde halka oluşturur; “Türkü söyler döneriz, bil bakalım biz kimiz? Elindeki değnekle göster bizi körebe.” tekerlemesi söylenerek ebenin etrafında dönerler. Oyun asıl bu aşamadan sonra heyecan kazanır; çünkü körebe onları yakalamaya çalışır. Eğer körebe, yakaladığı oyuncunun kim olduğunu bilirse, ebe yakalanan kişi olur.
Üçgen peynir dilimleri: Bu oyunu oynamak için iki kişi yeterli. Büyük bir kâğıt alınır ve üzeri noktalarla doldurulur. Süre tutulur ve oyuncular, kâğıdın noktalarını üçgen haline getirmeye çalışır. Süre sonunda en çok üçgeni yapan oyunu kazanır. Üçgenleri saymak için, herkes yaptığı üçgenin ortasına, isminin baş harfini yazar.
Eski minder: 3 ya da daha fazla kişiyle oynanabilir. Bir kişi ebe seçilir ve o kişi ortaki mindere çömelir. Oyuncular da, ebenin etrafında sıralanır; ebenin söyleyeceği konuların canlandırmasını yapar sırayla.
Mendil kapmaca: İki takım halinde, en az 5 kişiyle oynanır. Gerekli olan bir mendildir. Belirlenen gruplar karşı karşıya geçer. İki tarafın ortak karar verdiği bir kişi mendili tutar. Her iki gruptan bir kişi, mendil tutanın önüne gelir. Mendili tutan kişi 10’dan sıfıra doğru sayar. Sıfırda mendili kapan kendi grubuna doğru kaçmaya başlar. Mendili kaptıran, alanı kovalamaya başlar. Mendili almayı başarırsa grubuna puan kazandırır. Yok eğer alamazsa, mendili alanın grubuna katılır; mendili alan tarafa esir olur. Bu kez, diğer oyuncular mendil kapma yarışına girer. Oyun böyle böyle devam eder. En çok adam kazanan oyunun galibi olur.
Sıçratan top: 4 ya da daha çok kişiyle oynanır. Bir ipin ucuna top ve benzeri tehlikesiz cisimlerden biri bağlanır. Oyunculardan biri, ebe olur ve topun bağlı olduğu ipi tutar. Ebe, ipi yerden sallayarak diğer oyuncuların ayaklarına değmeye çalışır. Ayağına top çarpan ebe olur.
Çarşıya gittim: Birkaç kişi yere çömelir ve daire oluşturur. Oyuna ilk başlayan, “Çarşıya gittim!” der, aldıklarını sıralar. Diğer oyuncular da sırayla, çarşıdan alınacaklara bir şeyler ekleyerek devam eder. Fakat söylenen bir meyveyi ya da sebzeyi, tekrar “çarşıdan aldım!” diyen oyundan çıkar.
Bom: 3 ve daha çok kişiyle oynanabilir. Oyuncular halka oluşturur ve oyun gönüllü birinin, 1’den itibaren sayı saymasıyla başlar. Oyuncular sayma işlemini 5’in katlarına geldiklerinde ‘BOM’ diyerek devam ettirir. ‘BOM’ demeyen oyun dışı bırakılır. Oyun tek kişi kalana kadar devam eder. Örneğin; ilk kişi-1,2,3,4 Bom, ikinci kişi- 6,7,8,9 Bom…
Yüksük oyunu: Bu oyun, yüksük ya da herhangi başka bir nesneyle de oynanabilir. Oyun için 2 kişi olması yeterli. Oyunculardan biri ebe olur, belirlenen nesneyi, bir yere saklar. Sonra, ebe olan kişi diğer oyuncuya sakladığı nesneyi bulmasını söyler ve ona sıcak soğuk diyerek yön verir. Eğer, oyuncu, yüksüğe yaklaştıysa sıcak, uzaklaştıysa soğuk denilir. Oyun, ebenin yüksüğü bulmasıyla son bulur.
Nesi var?: Bir grup oluşturulur ve oyunculardan biri ebe olur. Sonra diğer oyuncular da kendi aralarında bir nesneyi belirler ve ebe oyunculara, belirledikleri nesnenin ne olduğunu bulabilmek için, sırayla “Nesi var?” diye sorar. Mesela belirlenen bir bilgisayarsa; diğer oyuncular, ebe kendilerine, “Nesi var?” sorusunu yönelttiğinde bilgisayarla ilgili kelimeler söyler. Böylece ebe, belirlenen nesneyi bulmaya çalışır. Oyuna başlamadan önce oyuncular, ebeye bulmasını istediği nesne için “Nesi Var?” sorusunu, kaç kez soracağını belirler. Eğer belirlenen sayıda, ebe nesnenin ne olduğunu söyleyemezse, ebe olmaya devam eder.
El el üstünde: Oyun için 3 ya da 5 kişi gereklidir. Kurallar şöyle: Kura ile oyunculardan biri ebe seçilir. Ebe olan kişi, yüzükoyun yere yatar. Diğer oyuncular da ebenin beline, ellerini birbirlerinin elleri üzerine gelecek şekilde dizerler. İçlerinden birisi, “El el üstünde, kimin eli var?” diye ebeye sorar. Ebe, sırayla ellerin kime ait olduğunu saymaya başlar. İsmi tutturulan kişi ebe olur. Oyun böylece sürdürülür.
Yağ satarım bal satarım: Oyun 3 hatta 20 kişi ile bile oynanabilir. Her oyunda olduğu gibi, bu oyunda da bir ebe belirlenir. Geriye kalan oyuncular, bir halka oluşturarak yere çömelirler. Ebe eline aldığı bir mendili saklayarak, oyunculardan oluşan halkanın etrafında, dönmeye başlar. Bu sırada, oyunun adını aldığı şu şarkıyı söyler: “Yağ satarım, bal satarım. Ustam ölmüş ben satarım. Ustamın kürkü sarıdır, satsam 15 liradır. Zam-bak zum-bak dön arkana iyi bak.” Sonra ebe, oyunculardan birinin arkasına mendili bırakır. Mendilin bırakıldığı kişi, mendili alarak ebeyi kovalamaya başlar. Eğer ebe olan kişi, yakalanmadan onun yerine oturursa, mendili alan kişi ebe olur. Oyun böyle devam eder…