Bölüm -37
“Bu da nereden çıktı” diye düşündü. Dördüncü koruma da ölmüştü. Gizli bir yakın koruma. Hemen kendini geriye doğru atarak kendine hızla yaklaşan bıçaktan kurtuldu. Dizini sıyırdığını ise daha sonra fark edecekti. Hemen yan yan yuvarlanmaya başladı. Bu sırada elini cebine sokarak nişan aldı ve ateş etti.
“Tık” başka ses yoktu. Daha sonra gelen ses ise kilolu bir korumanın cansız bedeninin yere yığılma sesi oldu. Derin bir nefes aldı fakat daha nefesini bırakamadan polis ve ambulans sireninin sesleri havada yayılmaya başladı. Hemen toparlanarak kaçmaya başladı. Bir yandan olanları bir yandan da kaçışını düşünüyordu. Aylardır aldığı keskin nişancılık eğitiminin en önemli meyvelerini burada almalıydı.
Merkeze vardığında ise patronu sinirli olduğunu gördü. Patron ekipte en çok sevdiği ve en çok güvendiği adam olduğu için sonucunu sormakta bir sakınca görmedi. Saraydan eksiği olmayan evde, yukarıya doğru çıkarken olayın etkisinden hala kurtulamadığını fark etti. Hala aklının bir kısmı orası ile meşguldü.
Patronun yanına geldiğinde, patronun gerçekten de çok kızgın olduğunu fark etti. Patronu Halil’i görür görmez hemen olayda sorun olup olmadığını sordu. İlk defa böyle bir soruyla karşılaştığına göre demek ki gayet ciddi bir sorun ortadaydı. Fakat patron Halil’e herhangi bir bilgi vermedi. Sadece “Hazırlan Halil yakında sana önemli bir iş çıkacak” dedi. Halil yine iş hakkında bilgi almak istese de bir sonuca ulaşamadı. “Şimdilik dinlen ve benden haber bekle” dedi.
Halil arabaya atlayıp çiftlik evine doğru yola çıktı. Birkaç gün kaçamak yapmanın kimseye zararı olmazdı ve felekten birkaç gün çalacaktı. Ta ki haber gelene kadar. Otobana çıktıktan sonra radyoyu açtı. Birkaç müzik kanalını değiştirdi. Arkasından selektör yapan araca yol vermek için iki elini de direksiyonda sabitlediğinde otomatik arama bir radyo kanalında durdu. Bir kadın birisinin hayatını anlatıyordu. “En son görüldüğünde ise bir gözünü kaybetmişti” dedi ve reklama girdi. Halil’de “Böyle işlerle neden uğraşırlar ki size ne milletin hayatından” dedi.” Sonuçta bir Halil çıkar ve hayat biter” dedi. Hemen kanalı değiştirdi.
Çiftlik evine vardığında haber onlara daha önceden ulaşmıştı ve her zamanki seviştiği hizmetli en minisinden eteği ile karşısında duruyordu. Aracın arkasındaki silahını ve mühimmatını indirip hizmetlinin dudaklarını ısırdıktan sonra eve girdi.
Biraz hizmetli ile konuştuktan sonra odaya çekildiler. İkisinin de birbirlerini arzuladığı belliydi. Hizmetli neden geldiğini sorduğunda da “Bilmiyorum, patron çok sinirli sanırım önemli bir iş beklememi söyledi” dedi. Her ne kadar rahat görünmeye çalışsa da tedirgindi Halil.
Aşağı salona inip pirinç patlaklı cips ile birlikte televizyon izlemeye başladı. Spor haberleri, maç kanalları derken koltukta sızıp kaldı. Birleşmenin de verdiği haz ve yorgunlukla geceyi erken başlattı. Öğle deliksiz uyumuştu ki hizmetlinin gece uyandırıp ilişkiye girdiklerini neredeyse hayal meyal hatırlıyordu.
Sabah erkenden kalktığı gibi temiz çam kokusunu içine çekti. Eşofmanları ile birlikte 1,5 saat kadar koştu. Sonra arka bahçeye giderek spor aletleri ile çalışmaya başladı. 1 saat sonra saat 10:00 olmuştu. Güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra televizyonun başında zaman öldürmeye başladı.
Öğleye doğru çalışma odasına inerek silahlarını temizlemeye ve bakımını yapmaya başladı. Bir yandan bakım yaparken bir yandan da ne tür bir görev çıkacağını düşündü. Bu kadar önemli olan görev neydi. Nerede, ne zaman gerçekleşecekti? Bakımdan sonra parçaları tek tek birleştirerek birkaç kuru tetik çalışması yaptı.
Öğle yemeğinden sonra içi rahat etmeyen Halil atış poligonuna doğru hareket etti. Poligona vardığında önce 1000 m’den, sonra 500 m’den, sonra 250 m’den ve 50 m’den defalarca atış yaptı. Uzun menzilli hedeflerde hedeften şaşma payını inceledi. Çok fazla olmasa da içini huzursuz etmeye yetiyordu.
Canı sıkıldı. Önceden 0,23 olan sapma payı 0,32 olmuştu. 0,09 mm artmıştı. Tüfeğini aldı, ayağa kalktı. Canlı bir av istiyordu. Hareketli, hızlı. Etrafını gözlemlemeye başladı. Bir tavşan, bir kuş, bir av bulup cansız bedeninin yere düşmesini izlemek istiyordu. Yere düştüğünde tekrar hareket ederse veya yaralı kalırsa o zaman tekrar düşünmeliydi.
Havada uçan bir atmaca gördü. “Yeterince hızlı değil” dedi. Gözlemlemeye devam etti. Bir arı kuşunun uçtuğunu gördü. “Evet” dedi. Nişan aldı. İçinden saymaya başladı. “3” Kuşun ani hareketleri ile tüfek aşağı yukarı hareket ediyordu. “2” Hedefe kilitlenmişti artık. “1” Cebindeki telefon titremeye başladı. Fakat umursamadı. “1” tetiği çekti. Büyük bir patlama ile refleks olarak gözlerini kapatmıştı. Tekrar açtığında hedefin cansız bedeninin yere düşüşünü gördü.