Bölüm -7
“Bu sokak senin mıntıkan artık” dedi Ahmet Halil’e. Halil, sadece kafasını sallamakla yetindi. “Bu ilk günde fazla para kazanmanı beklemiyoruz ama işi bugün öğrenmiş olman gerek.” dedi Ahmet. Halil tedirgin ve korkak bir ifadeyle “Ya bana para vermezlerse?” diye sordu. Ahmet gayet rahat ve alışmış bir ifadeyle omuzlarını yukarıya çekip ellerini ikiye açarak “Öyle bir şansları yok ki.” dedi.
Ahmet’in ayrılması ile Halil mıntıkasında tek başına kalmıştı. Kırmızı ışıkta duran arabalara bir şeyler satmaya çalışıyor, camlarını temizliyor ve karşılığında para istiyordu. Zor bir iş olmasa diye düşündü. Sonuçta arkadaşlarının aldığı parayı düşündüğünde gayet iyi gelirli bir iş sayılırdı. “Bu yaşta günlük 100 lira oldukça iyi” dedi. Geleceği için iyi bir başlangıç olabilirdi.
Trafik ışıklarının yanına geçti ve kırmızı ışığın yanmasını bekledi. Yaklaşık 1 dakika sonra kırmızı ışık tekrar yandı ve arabalar birikmeye başladı. “Haydi bakalım” diyerek tekrar işe başladı. “Bu işte en önemli şey ısrarcı olmak “ diye geçirdi içinden. Israrcı ol. Hemen ilk arabanın yanına giderek su ve selpak markalı mendilleri uzatmaya başladı. Bir yandan da oldukça acıklı bir şekilde “Abi ekmek parası için alır mısın?” diye soruyordu.
Sarı ışık ve ardından yeşil yandığında arabalar ilerlemeye başladı. Şimdi sadece hızlı geçen arabalar görüyordu. Elini cebine attı. Bozuk paralar şıngırdayarak eline geldi. Hepsini kavrayıp çıkardı. 1,5 lira. İlk kazanç bu kadardı. Hemen aklından bir oran kurdu. 100 kez kırmızı ışık yanarsa 150 lira kazanabilirdi. Gülümsedi ve trafik lambasının yanında bir sonraki kırmızı ışığı beklemeye başladı.
Birkaç kırmızı ışık daha yandı ve hepsi de beklediği gibiydi. İşine alışmış ve artık ustaca duygu sömürüsü yapar olmuştu. Kendine bir hikaye bile oluşturmuş detaylı soru soran kişilere bu uydurma hikayeyi anlatıyordu. Artık hikayeyi bile benimsemişti.
Saat 11:30’a yaklaşırken cebinde yaklaşık 50 lira birikmişti ve bu Halil’i mutlu etmeye yetiyordu. Tekrar kırmızı ışık yandı ve Halil koşarak arabaların yanına geldi. Son model lüks bir arabanın içinde genç bir adamla bir bayan oturuyordu ve bu Halil’in sevdiği yağlı müşterilerden bir tanesiydi. Sırf yanındaki bayan rahatsız olmasın diye paraları vererek gitmesini sağlayacaktı. İkisi de mutlu bir şekilde ayrılacaklardı sonra.
Yağlı müşterisinin yanına yanaşıp mendil ve uzattı. “Alır mısın abi?” dedi. Adam hiç yüzünü bile çevirmeden “Hayır” dedi. Fakat Ahmet’in de dediği gibi içinden “Israrcı ol, direnci kırılacaktır.” dedi ve tekrar “Bir tane al abi, ekmek parası için.” dedi. Adam yüzüne sinirli sinirli baktıktan sonra “Hayır” diyerek camı kapattı. Artık bir şey satamazdı. Şimdi sıra cam yıkamaya gelmişti.
Hemen elindeki köpüklü suyu ön cama boşaltıp çekmeye başlamıştı ki adam içeriden bağırmaya başladı. “Çekil çocuk oradan. Bela mısın?” dedi. Halil ısrarcılığında kararlıydı ve tekrar köpüklü suyu boşaltarak çekmeye başladı. Adam sinirle arabasının kapısını açtı ve bir hışımla Halil’e doğru atıldı.
Halil’in yakasına yapıştığı gibi suratına tokatı indirdi. Halil ne olduğunu bile anlamadan “Aman abi?” dedi. Hemen arkasından ikinci tokat gözüne doğru geldi ve Halil dengesini kaybedip yere serildi. Hemen toparlanarak kaçmaya başladı ve adam arkasından küfürler savurduğunu duydu.
O sırada kırmızı ışık, yeşil ışığa dönmüş arabalar ilerlemeye başlamıştı. Halil bir yandan adamdan kaçıyor, bir yandan da arabaların altında kalmamak için çaba harcıyordu. Araçlar ilerledikçe hızları da artıyor ve kaçmak zorlaşıyordu.
Arkadan gelen siyah Citroen Marka C4 hızla Halil’e çarparak Halil’i altına aldı. Büyük bir çarpmayla yere yığılan Halil en son etrafına toplanan kalabalığı gördü. Gözlerini kapattıktan sonra ise birkaç dakika boyunca etrafından gelen bağrışmaları duyabiliyordu.
Halil’e çarpan araç hemen hızlanarak ortadan kayboldu. Şok içinde olan şoförün bunu bilinçsizce yaptığı dışarıdan belli oluyordu. Halil’i tartaklayan adam da aynı şekilde hızla arabasına binerek ortadan kayboldu. Etrafında olayın görgü tanığı birkaç kişi dışında kimse yoktu. Bir de meraklı ve endişeli görünen birkaç yaya.
Halil bayılır bayılmaz Ahmet koşarak yanına geldi. Hemen üzerine eğilip uyandırmaya çalıştı fakat Halil tepki vermedi. Görgü tanıklarından birisi hemen 112 acil yardımı arayarak ambulans istedi. Polis ise ambulans ile birlikte gelecekti.
Ambulans acı sireni ile birlikte kalabalığı yarıp Halil’in yanına geldi. İlk tetkikleri yaptıktan sonra hemen sedye ile kaldırıp hastaneye doğru ilerlemeye başladı.