Denetimli serbestlik yasası ve etkileri
Geçtiğimiz hafta denetimli serbestlik adı altında kanunda değişiklik yapılarak TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.
Yasayla, denetimli serbestlik tedbiri kapsamında cezanın infazıyla; hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamaları, aileleriyle bağlarını sürdürmeleri ve güçlendirmeleri amaçlanıyor.
Açık cezaevinde cezasının son 6 ayını kesintisiz olarak geçiren, çocuk eğitim evinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan koşullu salıverilmesine 1 yıl ve daha az süre kalan iyi halli hükümlüler, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmını denetimli serbestlik tedbiri kapsamında cezaevi dışında geçirebilecek. Buna infaz hakimi karar verilebilecek.
Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine 2 yıl veya daha az süre kalan kadın hükümlüler, maruz kaldıkları ağır bir hastalık, sakatlık veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıverilmesine 3 yıl veya daha az süre kalan hükümlüler de aynı kapsama tabi olacak. Ağır hastalık, sakatlık veya kocama hali Adli Tıp Kurumu’ndan alınan veya Adalet Bakanlığı’nca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumu’nca onaylanan bir raporla belgelendirilmesi gerekecek.
Tüm kanunu buraya yazsak sabaha kadar okuruz herhalde.
Kanunla birlikte yaklaşık 15 bin hükümlünün cezaevinden tahliye oldu.
Bunun devlete maliyeti 8 bin 60 kadro alınarak şimdiden geri dönerken sabıkalı işsiz sayıda bir o kadar arttı diyebiliriz. Tabi burada herkesi bu sınıf içine almıyoruz ama geçmiş yıllarda aftan yararlanan insanların neler yaptıkları akıllardan silinmedi. Çok eskilere Rahşan affına gitmeye gerek yok yakın zamana çek kanunundaki değişiklikle tahliye edilen suçlulardan sonraki durumun ardından piyasada karşılıksız ve sahte çeklerin artması birçok ticaret erbabının sonunu getirmesine sebep olduğunu da unutmamak lazım.
Devletin bakamadığına vatandaş bakmaya başladı bile diyebiliriz. Çıkan 15 bin kişinin hepsi azılı suçlular değil ama bunu siz karar veremezsiniz ve haftası dolmadan çıkanlar hemen suç işlemeye başladı bile.
Haberin detayına baktığımızda Adana’da 10 gün önce hırsızlık suçundan ceza almış ve 18 aydan daha az kaldığı için denetimli serbestlik adı altında tahliye edilen hırsız Feridun K. Cezaevinden çıkar çıkmaz yine hırsızlık yapmaya başladı. Sabah yakalanan hırsız girdiği evin çocukluk ve cezaevinden arkadaşının annesi olduğu için pişmanlığını dile getirirken girdiği ev başkanın olsaydı ve yakalanmasaydı bunun vebalini kim verecekti. Bunun yanında garip bir olayda hırsızlık vakası yapılan evden şikayetçi olunmaması. Bozacının şahidi şiracı olayı sabıkalının cezaevinden ve çocukluk arkadaşı daha ne olsun.
Peki asıl konu suçlulara verilen ödül yanında dürüst, namuslu, ahlaklı insandan alınan değerlerin hesabını kim verecek. Yıllar evvel duymuştum adalette ceza ve ödül ” uçağın iki kanadı gibi olmalı uçak dengeli gitmeli” diye. Bu arada suçluyu affedecek olan kim yetkililer mi yoksa canını acıttığı kişi mi, suç devlete karşımı işlendi ki affeden devlet olsun.
Zafer Peker