Ödev Nedir?
Ödev konusunda yapılan araştırmalar sonucu farklı görüşler ortaya atılmış. Ödevin okulda öğrenilenleri pekiştirdiği de söyleniyor; hiçbir işe yaramadığı, tam aksi ebeveyn-çocuk ilişkisini bozan bir etkinlik olduğunu iddia eden de var.
Önce ödevin tanımına bakalım.
Ödev, genel olarak, “öğretmenlerin öğrencilere okul dışı saatlerde yapması için verilen görevlere denir.”(Cooper, 1989, p.7)
Ödev deyip geçme bunun dört çeşidi var:
1.Hazırlık- Bir konuyla ilgili önceden bilgi edinme ödevleri (bu haftaki konumuz dinozorlar, araştırın gelin)
2.Pratik- Öğrenilen bir konuyu pekiştirmek, o konuda hızlanmak, beceri geliştirmek için verilen ödevler (toplama çıkarma ödevleri)
3.Anlamak-Bir konu hakkındaki bilgiyi arttırmak- konu hakkında daha çok okumak, farklı fikirler geliştirmek, “derinlemesine anlamak” için verilen ödevler (bu hafta ateşböceklerinin hayatını inceledik, siz de bu konu hakkında okuyun ilginç şeyler bulun, bir ateşböceği olsaydınız dünya gözünüzden nasıl görünürdü yazın)
4. Basit formülleri ezberlemek için verilen ödevler (örneğin çarpım tablosu)
Yapılan bazı araştırmalarda ödevin okul başarısına olumlu etkisi bulunmuş. Örneğin bir araştırmada, çok uzun olmayan ve sık verilen matematik ödevlerinin matematik becerisini arttırdığı bulunmuş. Bu ödevin pratik yapma kısma hitap ediyor.
Bazı çalışmalarda ise uzun uzun ödev yapmak değil, ödevi yaparken çaba harcamanın başarıya olumlu katkıda bulunduğu söyleniyor.
Bazı çalışmalar ise ödevin hiçbir faydası olmadığını, ders başarısını etkileyen birçok faktör olduğunu, ödevin bunda az bir payı olduğunu söylüyor.
Peki öğretmenler neden ödev verir?
Bu nedenleri de üç altbaşlıkta inceleyebiliriz.
İlk neden başarıyı arttırmak, ikincisi kendini düzenleyebilme (örneğin saatleri ayarlamak, sorumluluk almak, planlı bir iş yapmak) ve kendini motive etme becerisi geliştirmeye yardımcı olmak, üçüncüsü ise okul ve ev arasında pozitif bir bağlantı oluşturmak.
Bazı çalışmalar, okulda zorlanan çocukların zorlanmayanlara göre daha çok ödev yapmasının okul başarısını arttırdığını belirtir. Bazı çalışmalarsa bunun sınıf içi başarı uçurumunu azalttığı ancak genel olarak başarıya pek de bir katkıda bulunmadığını bulmuş.
Öğrencilerin zaman kullanımı ve kendilerini motive etme becerilerinin gelişmesi için ödev vermenin faydalı olduğu düşünülse de, çoğu öğrencinin bu amacı anlayamamasının olumsuz sonuçlara yol açtığı düşünülüyor.
Okul ev arası pozitif bağlantıyı oluşturmak, velilerin okulda neler yapıldığından daha çok haberdar olması, okulda olan bitenle ilgili konuşmayı sağlaması, standartlar ve beklentilerin belirlenmesinin sağlanması demek. Bu, ödevin yararlı tarafı.
Ödev veriliyor. Peki veliler ne kadar dahil olmalı?
Bununla da ilgili tartışmalı veriler var. Hatta öğretmenler velinin ödeve karışmasını istiyor mu sorusunun cevabı bile henüz belirsiz.
Ama açık olan bir şey var ki o da velilerin çocukların okul ve ödevle ilgili tutum ve davranışlarını etkilediği, hatta öğrenmeyle ilgili her konuda olumlu ya da olumsuz etkide bulunduğu.
Yani şöyle düşün, sen olumlu tutumlara sahip olan, sakin, başarı takıntısı olmayan, çocuğunu aşağılamayan, onun yazdıklarını silip kendin yazan bir anne değilsen, çocuğunun ödevine yardımcı olman çok sorun olmayacaktır. Özellikle okulun ilk yılları, ödev konusunda yardıma en çok ihtiyaç duydukları yıllardır.
Ancak olumsuz tutumlu, yukarıdakinin tam tersi bir veliysen, ödeve hiç bulaşmamak daha iyi.
Ödev böyle zamanlarda gerçekten de ebeveyn-çocuk ilişkisini baltalıyor. Anne babanın öğretmen rolüne bürünmesi, ilişkileri bozuyor.
Ödeve nasıl yardımcı olunur?
Çocuğun kendi kendine birşeyler yapabilmesi teşvik edilmesi, ödev yapabilmek için dikkatini verebilme, hatta yalnız kalabilme becerisinin gelişmesi gerekir. Bazı çocuklar çok kaygılı olduğu için odalarında yalnız kalamaz, bu nedenle ödev yapamazlar ancak bu veliler tarafından tembellik olarak algılanabilir. Bu nedenle ödev, çocuğun yalnız kalabilme, kendini sakinleştirebilme, kendi kendine zaman geçirebilme, zamanlama, planlama becerilerini geliştirmek için iyi bir fırsat gibi düşünülebilir.
Ödev olarak düşünme, sen Deniz’e sorumluluk bilinci gelişsin diye ufak ufak sorumluluklar veriyor, onun becerilerini geliştiriyorsun gibi düşün.
Olabildiğince “Sen nasıl düşünüyorsun? Sence nasıl olmalı?” gibi teşviklerle ödevi onun tamamlamasını sağlamak iyi bir yöntem. Kısa ipuçları verilebilir. Cevabı söylemememeli.
Ödev, ebeveyn çocuk arasındaki iletişimi sınar. Birbirinize ne kadar birşeyleri anlatabiliyor, ne kadar kurallara uyma konusunda uyum içerisindesiniz , biraz bunları gösterir.
Zaten çatışan ebeveyn çocuk ikilileri ödevde çok çok zorlanır.
Hangi yaş ne kadar ödev?
Bazı kaynaklar, çocuğun sınıf çarpı 10 formülasyonunu verir. Birinci sınıf öğrencisi 10 dakika, beşinci sınıf öğrencisi 50 dakika . Her ders için değil, o gün toplam ödev yapma süresi bu.
Bir de ödev genelde tek konuda verilirse iyi olur. Birçok farklı beceri gerektiren ödevler değil de, bir karmaşık beceriyi parçalara bölerek öğreten, örneğin her hafta bir parçasını öğreten ve ödev veren sistem işe yarar.
Oyun çocukları için sorumluluk almak, yaptıklarının, yapamadıklarının sonuçlarıyla karşı karşıya kalmak farklı bir deneyim olabilir.
Bence burada önemli olan çocuğun yasına, hislerine odaklanmak. Ödev yapmak istemiyor, kurallara uymakta zorlanıyor, huzursuzlanıyorsa “Evet sen oyun oynamak isterdin. Senin için bu ödevleri yapmak kolay değil” diyerek mutlaka onu anladığımızı ve duygularına hak verdiğimizi belirtelim.
Ama ödevi yapmaktan da geri adım atmayalım. “Sana yardımcı olmamı ister misin?” cümlesi bence işe yarar. Yeni ödev yapmaya başlamış bir çocuğun yanında eğer çocuk isterse bir süre oturmak işe yarayabilir. Bu oturmalar çocuk istemediği sürece müdahalesiz olmalı. Yaptığı şeyi izlemek çocuğa iyi gelmiyorsa, yanında veli de örneğin kitap okuyabilir. Ortamın olabildiğince sessiz olması, çocuğun bir ders çalışma, ödev yapma köşesinin olması önemli.
Zamanla yanında oturduğu zamanı azaltmalı ebeveyn. Beceri geliştirmek yavaş yavaş adım adım olmalı.
Bazı çocuklar zaten tek başlarına oturup birşeylere konsantre olabilirler. Her çocuk farklı, ihtiyaca göre esnemek gerekir.
Resim ödevine gelince. Sana bir araştırmadan bahsedeyim. Çocuklardan resim yapmaları istenmiş. Bazılarına yaptığı resim karşılığında şeker verilmiş, bazılarınaysa hiçbirşey. Şeker verilen çocukların tekrar şeker alabilmek için tek düze resimler yapmaya başladıkları yaratıcılıklarının azalmaya başladığı görülmüş.
Bence resim ödevi iyi bir fikir değil.
Ancak boyama yapmak örneğin taşırmadan boyamaya çalışmak bir beceri geliştirmek (küçük kasları çalıştırmak, el göz koordinasyonunu sağlamak) için gerekli. Bu nedenle resim yapmakla boyama yapmak farklı.
Sen de Deniz’in bol bol serbest resim yapmasını teşvik edebilirsin. Serbest resim içindekileri akıtmasını sağlar, iyi gelir.
Boyama ödevini nasıl yaptırmalı?
Ona ödevin ne olduğunu anlat. Bu ödevin ne işe yaradığından çok kısa bahset. (Artık taşırmadan boyayabiliyorsun, kalemi tutman nasıl da gelişti!) Bu işe yarar. Sonra sorumluluklarımız olduğunu ona anlatabilirsin. Okulla birlikte gelen sorumluluklar nelerdir konuşulabilir.
Ne zaman ödev yapmalı konusuna gelince.
Deniz ve onun gibi bızdıklar okulda sınıf mevcudu, sınıfların okulun onlara göre düzenlenmemesi gibi sebeplerden ve yaşları küçük olduğu için ekstra yük alabilirler. Ki zaten zamanında okula başlasaydı da yeni bir şeye başlamanın stresi olacaktı. Bu nedenle okulda zorlandıklarını varsayıyorum. Okulda zorlanan çocukların ailelerine ilk önerim, “Eve gelir gelmez sevdiği bir şeyi yapsın” olur. Resim olur, basketbol olur… Neyde kendini iyi hissediyorsa onu yapsın.
İç dünyası biraz toparlasın, dengeyi bulsun, fiziksel ihtiyaçlar da giderilsin, örneğin karın doyurulsun, biraz dinlenilsin öyle ödev yapılsın.
Çocuk ödev yapmak istemediği zaman, okulda öğretmeniyle bir sorun yaşayıp yaşamadığı kontrol edilmeli. Bazı öğretmenler hırslı olabiliyor ve farkında olmadan çocuğu ödev konusunda zorluyor, takdirden çok eleştiriyor. Hele ki bunu sınıfın ortasında yapıyorsa, çocuk ödev saati yaklaşınca bile huzursuzluk çıkarabilir.
Bazen de tam tersi verilen ödevler kontrol edilmiyor. Bu da çocuğun ödev yapmaması için bir neden.
Sorumluluk veriyorsak, kontrolünü yapmalıyız.