Zorlukları Yenmenin Yolları
Eğer “yapamam” diye bir sözcük olmasaydı, sürekli bunu söyleyip durmazdık, değil mi? Evet, bu bırakması zor bir alışkanlık. Üstelik çoğu zaman söylediğimizin bile farkında olmadığımız göz önüne alındığında daha da zor.
Emin olmadığınız bir durumla karşı karşıya kaldığınızda içinizdeki bilgisayar hemen uyarı veriyor ve “Yapamam” ekran koruyucunuz devreye giriyor. İçgüdüsel olarak davranıyor ve aslında kaybediyorsunuz.
Bir yaşam koçu ve kaygı yönetimi uzmanı olan Sharon Taylor “Size ”yapamam” dedirten en önemli şey korkudur” diye açıklıyor. “Bütün bir geceyi yeni tanıştığınız insanlarla geçirmekten korkmak veya bir buluşmanın istenildiği gibi sonuçlanmayacağından kaygılanmak doğaldır çünkü böylece sosyal ya da fiziksel olarak gerçekleşmesi mümkün olmayan bir şeye inanarak kendinizi korursunuz.” “Yapamam” sözü kariyerinizi, sosyal yaşamınızı, ilişkinizi ve her şeyinizi sabote etmeye başladığında ipleri ele almanın zamanı gelmiştir.
Danışman Norah Harding “Olumsuz düşünceler üretmek korkunç derecede kolaydır” diyor ve “Yapamam tavrı içki ya da uyuşturucuya bağımlılık gibi gerçek düşüncelerinizden kaçmanın bir yoludur. Duygularınızı bastırmak iyi bir şeymiş gibi görünse de, yaşamımızı çok daha iyi yerlere taşıyabilecek fırsatları elinizden kaçırmış olabilirsiniz” diye ekliyor.
Nereden mi başlamalı? Psikolojik deneyler ”yapamam” durumunun, en başarılı şekilde tam tersini düşünerek başa çıkıldığını gösteriyor. Kendinizi olumlu sonuçlara hazırlamakla ilk adımı atabilirsiniz. İşte size bunu başarmanın yedi aşaması:
Beyninizi Yeniden Eğitin
Asla “Yapamam” demeyin. Bunu düşünmeyin bile! Bırakın. Hemen şimdi. Tamam, bazı şeyler gerçekten olanaksız olabilir ama kendinize olan inancınız sizi bambaşka yerlere götürecektir. “İzniniz olmadığına şartlanmak veya mangal yakmayı beceremeyeceğinizi düşünmek, bir köpek sahibi olmak, roman yazmak ya da ertelediğiniz pek çok şey için artık yeter deyin” diyor Taylor. “Güveninizi kaybettikten sonra otomatik olarak kendinizi hata yapmaktan korumak ve istediğiniz şeyi elde etmek için bile çaba harcamazsınız. Ama beyninizi yeniden eğiterek bu rutinden kurtulabilirsiniz.” Efsane boksör Muhammed Ali”nin maçı kazanmak için geliştirdiği, beş duyuyu kullanma ilkesini benimseyin. Muhammed Ali, yumrukları hissettiğini, rakibinin terini kokladığını, kanını ağzıyla tattığını, tezahüratları duyduğunu ve rakibini yenilmiş, yerde yatarken gördüğünü hayal ederdi. Siz kan ve yumrukları çıkartıp bu tekniği uygulayın. Kendinize daha çok güvendiğinizi göreceksiniz.
“Çok Zor” Demeyi Bırakın, Sadece Yapın
Gwen Stefani”nin sözleriyle “Ne bekliyorsunuz ki?” Bu meşhur laf, onun, bütün bir albümün sözlerini yazmaktan gözünün korktuğu haftalar sonrasında ortaya çıkmıştı. Gwen”in bu durumundan ümit sizliğe kapılan yapımcısı Linda Perry, bütün bir geceyi stüdyoda geçirerek “Ne bekliyorsun ki?”yi bestelemişti. Bu onun Gwen”i harekete geçirme biçimiydi. Gwen, “Bu bir cesaret işiydi ve çok hızlı oldu bitti, sözleri yazdığımı hatırlamıyorum bile. Sanki onları kustum” diyor Taylor, “İşleri sürüncemede bıraktığınızın farkına varmanın önemli bir adım” olduğunu söylüyor. “Oturup arkanıza yaslanın ve 20 dakika boyunca bu işle nasıl baş edeceğinizi düşünün. Sonra bir mola verin. Hedefi küçültmek başarıyı da beraberinde getirecektir çünkü büyük problemlerle uğraşmak daha zordur.”
Felaket Tellallığı Yapmayın
Tamam, 12 kişilik bir akşam yemeği hazırlama girişiminiz bir felaketle sonuçlanabilir. Dünyanın sonu değil ya? İşin güzel yanı, yeni tecrübeler edinmenin tam zamanı işte. Harding bu durumu, “Emin olmadığınız işlere girişmenin tam sırası, işler sizin için ters gitse de nasıl olsa üstesinden gelebilirsiniz. Henüz daha bebekken yürümeyi yeni öğrendiğiniz zamanları aklınıza getirin, aptal durumuna düşeceğinizi ya da yürümeye çalışırken düştüğünüzde canınızın acıyacağını düşünmezdiniz değil mi?” diye açıklıyor.
Aptal Durumuna Düşmeye Hazırlanın
27 yaşında ve bekar olan Ela Nur, arkadaşlarıyla bir hafta sonu geçirecek çünkü birine çıkma teklif etme düşüncesi bile onu sindirmeye yetiyor. Bir insanın yüreğini açmasından daha korkutucu bir şey yoktur. Herkesin önünde küçük düşmek istemezsiniz. Püf nokta, dinleyicilerin olmadığı bir ortamda alıştırma yapmaktır. Birkaç arkadaşınızın önünde alıştırma yaparsanız, bu size daha büyük ortamlar konusunda cesaret verir. Ela yakın arkadaşlarının olduğu bir ortamda, bir barda, tanımadığı bir erkekle sohbet başlatabilir. Erkek ilgi göstermezse, vazgeçer. Pek çok erkek, kadınların kendisine yaklaşmasından hoşlanır. Bu kendinize güveninizi artırır ve risk alma konusunda cesaretlendirir.
En Kötü Senaryoyu Gözünüzde Canlandırın
Harding”e göre “En iyi olmama korkusu insanı köstekleyebilir. Ama risk almazsınız hiçbir şey kazanamazsınız. Bunun için çok basit bir tekniğe başvurun. En iyi ve en kötü sonuçları gözünüzün önüne getirin. Her ikisinin de gerçekleşmeyeceğini bilmek sizi sonuçlara daha iyi hazırlar. Yüzde 100 emin olabileceğiniz bir tek şey var: Denemezseniz, istediğinizi alamazsınız.
Zor Anları Paylaşın
Herkesin kendisini çaresiz hissettiği zamanlar vardır, fakat bu durumla karşılaşan bir tek siz değilsiniz ki! Taylor”a göre böyle durumlarda “Arkadaşlarınıza danışın. Hayatta yapmak isteyip de yapmadıkları şeyleri ve nedenini sorun. Hassas noktalarınızı başkalarıyla paylaşmak, zor anlar geçirenin bir tek siz olmadığınızı görmenizi sağlayacaktır.”
Patronunuz raporu mutlaka istiyor, faturalarınız gittikçe birikmiş, en yakın arkadaşınız sizinle dertleşmek ve erkek arkadaşınız yine o konuda konuşmak istiyor. Bedeniniz ve beyniniz artık aşırı yüklü hale gelmiş. Nasıl baş edeceksiniz? Taylor, bir gün izin almanızı öneriyor. “Piliniz tükendiyse doldurmanın en iyi yolu kendinize biraz zaman ayırmaktır. Tüm düşüncelerinizi bir kâğıda sıralayın. Sözcüklerin anlamlı olması konusunda endişelenmeyin. Bu alıştırmanın özelliği, düşüncelerinizi tanıma, onları yeniden okuma ve alarm durumuna gelmiş olanları ayıklamanızı sağlamak. Muhtemel hatalarınıza müdahale edecek kimse olmadığı sürece istediğiniz gibi ayıklama yapmakta özgürsünüz.”
Kaynak :Cosmo Dergi
güzel yazı olmuş